Ellerimle büyüttüğüm, Solar iken dirilttiğim, Çiçeğimi kopardın sen, Ellere verdin
Dağlar Dağlarrrrrr........ Kurban olam, yol ver geçem, Sevdiğimi son bir olsun, Yakından görem.
Kuşlar ötmez, güller soldu, Yüce dağlar duman oldu, Belli ki gittiğin yerden, Kara haber var
Dün yine yapayalnız,dolaştım yollarda Yağmurlarla ıslanan bomboş sokaklarda
Gözlerimde yaş,kalbimde sızı unutmadım seni Unutamadım unutamadım ne olur anla beni Unutmak kolay demiştin,alışırsın demiştin Öyleyse sen unut beni yeterki benden isteme Gözlerimde yaş kalbimde sızı unutmadım seni Unutamadım unutamadım ne olur anla beni
Yıllar ikimizden de çok seyler götürmüş Sen yeni yuva kurarken,beni paramparça bölmüş
Gözlerimde yaş,kalbimde sızı unutmadım seni Unutamadım unutamadım ne olur anla beni Unutmak kolay demiştin,alışırsın demiştin Öyleyse sen unut beni yeterki benden isteme Gözlerimde yaş kalbimde sızı unutmadım seni Unutamadım unutamadım ne olur anla beni
İnsanoğlu haddin bilir, kem söz söylemez iken, Elalemin namusuna yan gözle bakmaz iken, Bir sofra kurulmuş ki Halil İbrahim adına Ortada bir tencere, boş mu dolu mu bilen yok. Bir sofra kurulmuş ki Halil İbrahim adına Ortada bir tencere, boş mu dolu mu bilen yok.
Buyurun dostlar, buyurun Halil İbrahim Sofrasına
Daha çatal, bıçak, kaşık icat edilmemişken, İsmail'e inen koç kurban edilmemişken, Bir kavga başlamış ki nasip kısmet uğruna, Kapağı ver, kulbu al, kurbanı hiç soran yok. Bir kavga başlamış ki nasip kısmet uğruna, Kapağı ver, kulbu al, kurbanı hiç soran yok.
Buyurun dostlar, buyurun Halil İbrahim Sofrasına
Yıllardır sürüp giden bir pay alma çabası, Topu topu bir dilim kuru ekmek kavgası, Bazen durup bakarım bu ibret tablosuna, Kimi tatlı peşinde, kimininse tuzu yok. Bazen durup bakarım bu ibret tablosuna, Kimi tatlı peşinde, kimininse tuzu yok.
Buyurun dostlar, buyurun Halil İbrahim Sofrasına
Alnı açık, gözü toklar buyursunlar baş köşeye Kulla kulluk edenlerse ömür boyu taş döşeye Nefsine hakim olursan kurulursan tahtına Çala kaşık saldırırsan ne çıkarsa bahtına Halat gibi bileğine, yayla gibi yüreğine Çoluk çocuk geçindirip, haram nedir bilmeyenler Buyurun sizde buyurun, buyurun dostlar buyurun.
Barış der; herbir yanı altın, gümüş taş olsa, Dalkavuklar etrafında el pençe divan olsa, Sapa, kulba, kaba itibar etme dostum, İçi boş tencerenin bu sofra da yeri yok, Sapa, kulba, kaba itibar etme dostum, İçi boş tencerenin bu sofra da yeri yok, Para, pula, ihtişama aldanıp kanma dostum, İçi boş insanların bu dünyada yeri yok. Para, pula, ihtişama aldanıp kanma dostum, İçi boş insanların bu dünyada yeri yok