DAĞLAR DAĞLAR

Ellerimle büyüttüğüm,
Solar iken dirilttiğim,
Çiçeğimi kopardın sen,
Ellere verdin

Dağlar Dağlarrrrrr........
Kurban olam, yol ver geçem,
Sevdiğimi son bir olsun,
Yakından görem.

Kuşlar ötmez, güller soldu,
Yüce dağlar duman oldu,
Belli ki gittiğin yerden,
Kara haber var

İŞTE HENDEK İŞTE DEVE


Kuyu başlna vardım Zeynep'im bekler diye
Nasıl haberim aLmlşsa dayı emmi hep orda
Dediler ne ararsın kızı almak mı istersin
Sana bir çift sözümüz var hele buysa niyetin
İşte hendek işte deve
Ya atarsın ya düşersin
Baktın olmaz vazgeçersin
Zordur almak bizden kızı
İşte halep işte arşın
Ya aşarsın ya biçersin
Baktın olmaz vazgeçersin zordur almak bizden kızı
Söğüdün dalı uzun
BARIŞ'ın gönlü hüzün
Elim eline değmedi
Varın anlayın gayri

UNUTAMADIM

Dün yine yapayalnız,dolaştım yollarda
Yağmurlarla ıslanan bomboş sokaklarda

Gözlerimde yaş,kalbimde sızı unutmadım seni
Unutamadım unutamadım ne olur anla beni
Unutmak kolay demiştin,alışırsın demiştin
Öyleyse sen unut beni yeterki benden isteme
Gözlerimde yaş kalbimde sızı unutmadım seni
Unutamadım unutamadım ne olur anla beni

Yıllar ikimizden de çok seyler götürmüş
Sen yeni yuva kurarken,beni paramparça bölmüş

Gözlerimde yaş,kalbimde sızı unutmadım seni
Unutamadım unutamadım ne olur anla beni
Unutmak kolay demiştin,alışırsın demiştin
Öyleyse sen unut beni yeterki benden isteme
Gözlerimde yaş kalbimde sızı unutmadım seni
Unutamadım unutamadım ne olur anla beni

HALİL İBRAHİM SOFRASI

İnsanoğlu haddin bilir, kem söz söylemez iken,
Elalemin namusuna yan gözle bakmaz iken,
Bir sofra kurulmuş ki Halil İbrahim adına
Ortada bir tencere, boş mu dolu mu bilen yok.
Bir sofra kurulmuş ki Halil İbrahim adına
Ortada bir tencere, boş mu dolu mu bilen yok.

Buyurun dostlar, buyurun Halil İbrahim Sofrasına

Daha çatal, bıçak, kaşık icat edilmemişken,
İsmail'e inen koç kurban edilmemişken,
Bir kavga başlamış ki nasip kısmet uğruna,
Kapağı ver, kulbu al, kurbanı hiç soran yok.
Bir kavga başlamış ki nasip kısmet uğruna,
Kapağı ver, kulbu al, kurbanı hiç soran yok.

Buyurun dostlar, buyurun Halil İbrahim Sofrasına

Yıllardır sürüp giden bir pay alma çabası,
Topu topu bir dilim kuru ekmek kavgası,
Bazen durup bakarım bu ibret tablosuna,
Kimi tatlı peşinde, kimininse tuzu yok.
Bazen durup bakarım bu ibret tablosuna,
Kimi tatlı peşinde, kimininse tuzu yok.

Buyurun dostlar, buyurun Halil İbrahim Sofrasına

Alnı açık, gözü toklar buyursunlar baş köşeye
Kulla kulluk edenlerse ömür boyu taş döşeye
Nefsine hakim olursan kurulursan tahtına
Çala kaşık saldırırsan ne çıkarsa bahtına
Halat gibi bileğine, yayla gibi yüreğine
Çoluk çocuk geçindirip, haram nedir bilmeyenler
Buyurun sizde buyurun, buyurun dostlar buyurun.

Barış der; herbir yanı altın, gümüş taş olsa,
Dalkavuklar etrafında el pençe divan olsa,
Sapa, kulba, kaba itibar etme dostum,
İçi boş tencerenin bu sofra da yeri yok,
Sapa, kulba, kaba itibar etme dostum,
İçi boş tencerenin bu sofra da yeri yok,
Para, pula, ihtişama aldanıp kanma dostum,
İçi boş insanların bu dünyada yeri yok.
Para, pula, ihtişama aldanıp kanma dostum,
İçi boş insanların bu dünyada yeri yok

Ana Sayfaya Dönüş